Paylaş |
Tweet |
Amenore adet görememe anlamını taşır. Kadınlarda adet göremenin nedenleri iki ayrı kategori altında incelenir. İki farklı tip amenore vardır. Bir kız çocuğu 14 yaşına gelmiş, henüz memelerinde bir gelişim göstermemiş ve bunun yanı sıra pubik tüylenme dediğimiz cinsel bölgesinde ve koltuk altındaki tüyler gelişmemiş, yani sekonder sex karakterlerini tamamlamamış ise bu genç kız için primer amenore demek mümkündür. Fakat eğer az önce saydığımız sekonder sex karakterleri gelişim göstermeye başlamış, sadece henüz adet görmemiş ise genç kız 16 yaşına gelene kadar beklenmelidir. Bu yaştan sonra da hala adet görmemeye devam ediyorsa o kişi için de primer amenore diyebiliriz.
Bir diğer amenore türünde de tüm ergenlik çağı belirtileriyle birlikte adet görme olayı gerçekleşmiş, ancak daha sonra 3 aylık gibi uzun sürelerle adet kesintilerine uğrayan kadınlar vardır. Bu kişilerin durumu ise sekonder amenore olarak adlandırılır.
Adet Görememe Problemi ile Karşılaşmamak İçin Vücudun Bazı İşlevleri Eksiksiz Yerine Getirmesi Gerekir!
Adet periyotları düzenli olan bir kadında fiziksel olarak hipotalamus, hipofiz, over ve uterus bölgeleri tam kapasiteyle düzgün ve normal bir şekilde çalışır. İnsan beyninde bulunan hipofiz ve hipotalamus, LH ve FSH hormonlarını üretirler. Bu bölgelerde üretilen hormonlar yumurtalıkları (overleri) uyarır. Uyarılan bu yumurtalıklar da kendi içlerinde östrojen ve progesteron hormonlarını üretirler. Üretilen bu iki hormon, yani östrojen ve progesteron hormonu da rahmin iç tabakasını (uterus) yani aslen endometriyum dediğimiz bölgeyi uyararak adet kanamalarının oluşmasına sebep olur. Tüm bu organlar arasındaki hormonal bağlantı, yani tüm bu ardışık mekanizma normal ve düzenli bir adet periyodu süreci için gereklidir. Saat gibi çalışan bu düzenekte oluşan herhangi bir aksaklık veya eksiklik düzensiz adet görmeye veya hiç adet görememe problemine sebep olur. Vücudumuzdaki kanın akış yolu da adet kanamasının gerçekleşmesi için çok büyük önem arz etmektedir. Vajinada, kızlık zarında veya rahim ağzında oluşmuş herhangi bir tıkanıklık da adet görmeyi engelleyici bir unsurdur.
– Yapısal kaynaklı (konstitüsyonel) gecikme
– Turner sendromu, fizyolojik etken dışında en çok rastlanan etken sayılabilir.
– Hipotalamus ve hipofize üzerinde meydana gelen patolojiler ve tümörler
– Galaktozemi (nadir olarak görülen bir genetik bozukluk durumu)
– Beyine etkieden radyoterapi
– Kemoterapatik özelliğe sahip ilaçlar
– Kızlık zarının yeteri kadar açık olmadığı durum (imperfore hymen)
– Vajinada üzerinde perde bulunması (transvers vajinal septum)
– Vajina başta olmak üzere rahim ağzının ya da rahmin yeteri kadar gelişmiş olmaması
– Langerhans hücreli histiyositoz (Hand Shüller Christian hastalığı)
– Testiküler feminizasyon (XY kromozomlu kadınların dış görüntüsü nedeniyle adet göremediği için başvurduğu durum)
– Primer hipotiroidizö
– Beslenmede bozukluk
– Cushing sendromu
– Hamilelik en çok görülen nedenlerden biridir.
– Bebek emzirme zamanları
– Polikistik over hastalığına sahip olunması
– Doğum kontrol haplarını kullanmak
– Her kadında belirli bir yaştan itibaren görülen menopoz
– Çok zayıf olmak ve yanlış beslenmek
– Anoreksia (yemek yiyememe hastalığı)
– Hipofiz hastalığına sahip olmak
– Süt hormonunun normalde üst düzeyde üretilişi (Prolaktinoma)
– Aşırı stres ve depresyon halleri
– Diyabet, hipotiroidizm ve hipertiroidizm
– Kemoterapi tedavileri
– Radyoterapi uygulamaları
– İlaç tedavileri; Sistemik steroidler, danazol, GnRh Analogları
– Rahim içinde yapışma durumlarının oluşması
– Prolaktinoma (hipofiz bezi içinde meydana gelen iyi huylu kabul edilen tümör)
– Erken menopoza girme ve prematür ovaryen yetmezliği
– Sarkoidoz (normalin dışında çalışan bağışıklık sistemi ile ortaya çıkan bir hastalık)
– Hiperandrojenemi (Testesteron ve buna benzer erkeklik hormonlarında artış meydana gelmesi)
Bu rahatsızlık hormonal bir durum olduğundan dolayı tanı için öncelikle FSH, LH ve prolaktin hormon seviyeleri ölçülmelidir. Her ihtimale karşı troid hormonları da kontrol edilmeli ve ultrasonografi ile bakılmalıdır. Bunlar en sık kullanılan adet görememe tanı yöntemleridir.
Bu hormonların kontrolünün beyinde olduğunu düşünürsek, beyin içinde olası bir patolojiden de şüphelenmek olasıdır. Bunun için de CT veya MR incelemesi yapılabilir. Nadir olarak histerosalpingografi (HSG), salin infüzyon sonografi (SİS), veya histeroskopi kullanılarak rahim içinin de kontrol edilmesi gerekebilir. Ancak belirgin sorun genellikle hormonlardadır ve basit bir hormon testiyle teşhis edilebilir.
Eğer bulunan problem sekonder amenore ise en çok rastlanan sebep gebeliktir. O yüzden ilk yapılacak olan şey kişide gebeliği araştırmak olacaktır. Eğer gebelik yok ise adet görememe tedavisi teşhisle sebebin bulunmasından sonra belirlenir. Sebep olan şey aşırı zayıflık, iyi beslenememe, stres, aşırı egzersiz ya da depresyon ise bu durumların düzeltilmesine yönelik tedavi uygulanır.
Bazı durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir. Sebep rahim ağzı, rahim veya vajen gibi organlarda yaşanan anatomik bir bozukluk ise bunu ameliyatla düzeltme yöntemine gidilir. Bütün kontrol mekanizmasına sahip olan beynimizdeki hipofiz bezinde normalden fazla, süt hormonu da dediğimiz prolaktin hormonu salgılamaya sebep olan bir tümör mevcut ise bu tümörün boyutuna göre farklı tedaviler uygulanabilir. Bunlar bromokriptin, kabergolin, domain agonistleri isimli ilaçlarla gerçekleştirilecek olan ilaç tedavisi veya cerrahi operasyon şeklinde olur.
Anovulasyon ve polikistik over gibi yumurtlama bozukluğu rahatsızlıklarında progesteron ve östrojen hormonu içeren ilaçlar ya da doğum kontrol hapları adet görememe tedavisi içerisinde kullanılır.