Kadın hasatlıklarında en çok kullanılan ve ihtiyaç duyulan ilaçlardan biri de adet söktürücü ilaçlar olarak karşımıza çıkar. Bunlar oral yolla alınan haplar, iğneler veya yine oral yolla alınan tabletler şeklinde olabilir. Her kadın adet olduğu dönem boyunca bu haplardan en az bir kere kullanmıştır. Bu kadar bilinen ve yaygın bir şekilde kullanılan ilaçlar olmasına rağmen, kullanırken çok dikkatli olmak gerekir.
Bu ilaçların içeriğinde hormon bulunmaktadır. Bu hormonları ne ölçüde ve nasıl alacağınızı bilmeden kullanırsanız, başta adet düzensizliği olmak üzere pek çok problem yaşamanız da kaçınılmaz olacaktır.
Regl söktürmek için kullanılan bu ilaçlar yalnızca progesteron hormonu içeren ilaçlardır. Bunun yanı sıra bazı durumlarda ise hem progesteron, hem de östrojen hormonunu birlikte içeren ilaçlar kullanılabilir.
Genel olarak bakıldığında bu ilaçlar, kadın fizyolojisinin adet olma düzenini taklit eder. Adet söktürücü ilaçlar nasıl etki eder diye soracak olursak, adet döngüsünün ilk yarısında kadınlarda östrojen hormonu baskın olurken, yumurtlama döneminden sonraki ikinci yarısında progesteron hormonu baskın olur. İkinci dönemdeki artan progesteron hormonunun çekilmesiyle de adet kanaması başlamış olur. Adet söktürücü ilaçların yaptığı etki de bu durumu aynı şekilde uygulamaktır. Hastaya önce progesteron hormonu verilmektedir. Daha sonra bu ilaç kesildiğinde progesteron hormonunda azalma yaşanır ve adet kanaması yine normal olduğu zamandaki gibi oluşur. Genellikle bu adet kanaması ilaç kesildikten itibaren 3 ile 5 gün arasında oluşur. Ancak bazı hastalarda bu 1 hafta ile 10 gün arasında uzayabilir.
– Farlutal
– Civanperçemi tablet otu
– Dipro iğne
– Primolut-n
– Aspirin
Hamilelik şüphesine sahip bir kadının kesinlikle adet söktürücü ilaç kullanmaması gerekir. Bu hormonu içeren bazı ilaçlar, adet söktücü olarak kullanılmasının yanında, gebelikteki bazı olumsuz durumların tedavisinde de kullanılabilir. Bu nedenden dolayı bu ilaçların çoğunluğunun hamilelik esnasında kullanılması zararlı olabilir.
Her ay adet gecikmesi yaşayan bir hastanın bu ilaçları kullanmaması gerekir. Adet gecikmelerinin pek çok sebebi olabileceğinden dolayı yaşanan her adet gecikmesinde bu ilaçlar kullanılmaz.
Bu tür ilaçların kullanım dozu ve süresi oldukça önemlidir. Bunu dikkate alarak asla ve asla bu ilaçları doktor kontrolü dışında kullanmamalısınız. Üstelik her adet gecikmesi durumunda adet söktücü ilaç kullanmak gerekmeyebilir. Daha farklı ilaçların kullanılması gereken bu tür vakalarda siz eğer adet söktürücü ilaç kullanırsanız, kendinize faydadan çok zarar vermiş olursunuz.
Hormon içeren bir çok ilaç gibi, adet söktürücü ilaçların kullanımında da yan etkiler görülmesi olasıdır. Üstüne basa basa pek çok kere söylediğimiz üzere bu ilaçlar kesinlikle doktor kontrolünde kullanılmalıdır.
Adet söktüren bu ilaçlar progesteron hormonu içerdiklerinden ötürü, bu ilaçlar bırakıldıktan sonra adet görülmeye başlar ve adet kanamasının miktarında değişiklikler olabilir. Bunun yanı sıra göğüs bölgesinde şişkinlik ve hassasiyet oluşabilir. Adet dönemi sona erdikten sonra hafif akıntı derecesinde kanama veya lekelenme de olabilir.
Hamilelik döneminde bu ilaçların kullanılmaması gerektiğinden bahsetmiştik. O ay gerçekleşen bu adet gecikmesinin sebebi gebelik ise ve bu farkedilmeden bu ilaçlardan kullanılmış ise, bu da bebeği olumsuz yönde etkileyerek ciddi zararlar verebilir.
– Civanperçemi otu
– Maydanoz suyu
– Kekik suyu
– Papatya çayı
– Çörek otu (1 kaşık balla)
– Adaçayı
– Soğan kürü
Bitkisel çözümler pek çok rahatsızlıkta denendiği gibi, Adet söktürmek için de türlü bitkisel yöntemler mevcuttur. Ancak bunlar sakıncalı ve tehlikeli durumlar yaratabilir. Adet söktürücü ilaçların içindeki hormonun ölçüsü uzun çalışmalardan sonra insan vücuduna en yararlı olabilecek şekilde üretilmiştir. Bitkilerin ise içeriğindeki hormonların seviyesini bizim kendi başımıza ölçüp biçerek, kendimize uygun kadarını almamız mümkün değildir. Üstelik bu bitkiler içerikleriyle vücudumuza hormonal bir takım etkiler yaparak vücudun dengesini de bozabilirler.
Hormonlar çok çeşitlidir ve etki ettikleri organlar da çeşitlilik gösterir. Yani dışardan herhangi bir yolla bir hormon vücuda alındığında, bu sadece rahme etki etmez. Hormonun türüne, dozuna ve alınış sıklığına göre diğer pek çok organ da bundan etkilenebilir. Bu sebeple de bitkisel içecekler, yiyecekler ve çaylar size faydadan çok zarar getirebilir.
Bazı bitkilerin içerikleri sebebiyle, aşırı miktarda ve uzun süre alınması, rahim iç duvarı gibi bazı bölgelere olumsuz etki gösterebileceğinden dolayı, bu bitkilerin kanser hastalığına dahi yol açabileceği düşünülmektedir.
Bu saydığımız sebepler, bitkisel tedavilerden kaçınmamız gerektiğini düşünmek için oldukça yeterlidir. Yaşadığınız sıkıntıya yönelik tedavi görebilmek için mutlaka bir hekim yardımına başvurmalı ve uygun ilaç tedavisini görmelisiniz.