Paylaş |
Tweet |
Evli çiftlerin boşanması için ortada pek çok sebep olabilir, ancak temelde yatan en önemli neden evliliğin getirdiği sorumluluk ve sorunlara birlikte karşılık vermede isteksizlik ve yetersizliktir. Evlilik detaylı olarak düşünüldüğünde eksilerin daha fazla olması durumunda eşlerden biri veya ikisi tarafından boşanma kararı alınır.
Aslında evliliklerin boşanmayla sonuçlanması durumunda eş olma rolü sona erer. Yani eğer çocuk varsa anne baba olma rolü devam eder. Boşanma planlanarak alınan bir karar olsa dahi iki tarafı da duygusal anlamda olumsuz olarak etkiler. Bunun yanında boşanmanın çocuğa etkileri de göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Yaşanan boşanma birçok çocuk üzerinde olumsuz etkiler meydana getirir. Şimdi bu konuyu biraz daha detaylı inceleyelim.
Çocuklar kaç yaşında olursa olsun aile içinde yaşanan her türlü gerginliği hisseder. Aile içinde yaşanan herhangi bir sıkıntı veya tartışmaya tanık olmasalar dahi olumsuzlukları fark ederler. Dolayısıyla anne ve baba arasında yaşanan şiddetli tartışmalara tanıklık etmek çocuklar için oldukça olumsuz bir deneyimdir. Özellikle ebeveynlerin çocuğu taraf tutma gibi bir duruma sokarlarsa tartışmanın olumsuz etkileri çok daha ciddi boyutlara ulaşır.
Ebeveynler arasında yaşanan tartışmanın çocuğa etkisi, tartışmanın şiddeti ile alakalıdır. Anne babanın anlaşamadıkları bir konu üzerinde tartışmaları, çocuğa çatışmalarla nasıl baş edildiği konusunda model olabilir. Ancak çok şiddetli kavgalar, yani her iki tarafın birbirine sözel, hatta bazen fiziksel olarak zarar verdiği tartışmalar, çocuğun kaygı, kızgınlık ve güvensizlik duygularını hissetmesine sebep olur.
Ebeveynler çocuğun hayatının temelini oluştururlar, ona iyi bir örnek olmaları gereklidir. anne ve babanın şiddetli tartışmaları çocuğun gelecekle ilgili kaygılara yaşamasına neden olur. ayrıca çocuk ebeveynlerden birine veya her ikisine aşırı kızgınlık hissedebilir, buda beraberinde suçluluk duygusunu getirir.
Boşanma süreci planlanmış olsa dahi eşler için duygusal açıdan oldukça zor bir dönemdir. Biten evlilik kişilerin bireysel anlamda hayatlarında pek çok değişik yaşanması anlamına gelir. Boşanma bir anlamda kayıp demektir, sevilen bir eşin, gelecekle ilgili plan ve hayallerin kaybedilmesidir. Dolayısıyla boşanan bireyler ruhsal açıdan problemler yaşayabilir, depresyona girebilir. Değişen koşulları kabul etmek, uyum sağlamaya çalışmak boşanan bireyler için oldukça zordur. Bu dönemdeki belirsizliklerin çabuk halledilmesi ve anne babanın yeni hayat koşullarına bir an önce alışmaya çalışmaları gereklidir. Ebeveynler boşanma ile ilgili duygularını çocukla paylaşabilirler, ancak bu çocukta baskı oluşturacak, diğer tarafı suçlayacak şekilde olmamalıdır. Bu zorlu süreçte anne babalar değişen yeni durumlara uyum sağlamalı ve yaşanan sıkıntılarla baş etmek için sağlıklı yollar bulmalıdır, gerekirse profesyonel yardım almalıdır.
Ebeveynler aldıkları boşanma kararını çocuğa ne zaman ve nasıl söyleyeceklerine karar vermelidir. Anne babalar bu durumu çocuğa birlikteyken açıklamalı, eğer mümkün değilse ortak bir dil kullanarak açıklanmalıdır. Gerekli açıklamalar yapılırken çocuğun hayatında yaşanacak değişiklikler detaylı bir şekilde anlatılmalıdır. Anne ve babası ile ne zaman görüşeceği, hangi okulda devam edeceği, anne ve babasının evinde çocuğa ait bir oda olacak mı, gibi detaylar çocuğa açıklanmalıdır. Anne ve babasının aynı evde yaşamayacak olmalarının onları kaybettiği anlamına gelmediğini, her zaman onun yanında olacağını anlatmalıdırlar.
Boşanma kararı açıklanırken kesinlikle ebeveynler birbirini suçlamamalıdır. Çocuğa açıklama yaparken, baban beni çok üzdüğü için ayrılıyoruz yerine baban ve ben eskisi kadar iyi anlaşamıyoruz, ama hala biz senin annen ve babanız ve seni çok seviyoruz gibi cümleler kullanılmalıdır. Çocuklar boşanmaya kendilerinin sebep olduğunu düşünerek suçluluk duyarlar, bu nedenle boşanmanın nedenleri doğru ve açık bir şekilde anlatılması önemlidir. ayrıca anne ve baba çocuğun bu durumla ilgili duygularını ifade etmesine izin vermelidir.
Boşanma neticesinde ister istemez hayat değişir, ebeveynlerden birisi evden ayrılır. Bu sebeple anne ve babalar mümkün olduğunca günlük düzeni kurmaya çalışmalıdır. Ayrıca çocuğun yaşadığı ev, okul ve şehrin değiştirilmemesi önerilir, çünkü bu değişiklikler sorunların artmasına ve uyum sürecinin uzamasına sebep olur.
Yaşı ne olursa olsun her çocuk anne babasının evliliğinin bitmesinden etkilenir. Ancak boşanmanın çocuğa etkileri, yaşı, cinsiyeti, kişiliği, stresle baş edebilme becerisi, gibi etkenlere göre değişiklik gösterir.
Çocuklar önlerini görmek ve ilerde neler yaşayacaklarını bilmek isterler, ayrıca onlar için gelecek kavramı bir hafta veya bir ay sonrayı ifade eder. Boşanma süreci belirsizlerle doludur ve ileride neler yaşanacağı belli değildir. Çocukların çok güvendikleri anne ve babası artık beraber hayat sürmeyeceklerdir, bu sebeple çocuklar kendilerini güvende hissetmezler. Genelde çocuklar boşanma sürecinde anne ve babasına kızgınlık duygusu duyar. Boşanma sonrası çocuklarda depresyon, içe kapanıklık, kaygı gibi sorunlar görülebilmektedir. Bunların yaşanmaması için çocukların boşanma sonrasında yakından takip edilmesi ve desteklenmeleri çok önemlidir.
Erkek çocukları boşanmadan, kız çocuklarından daha fazla etkilenirler. Okul öncesi yaş grubundaki çocuklarda boşanma sonrası huzursuzluk, mutsuzluk gibi duygusal tepkiler verirler. Çocuğa boşanma sonrası kaliteli yaşam standartları sağlanabilirse boşanmanın olumsuz etkileri azaltılabilir. İlkokul ve ergenlik döneminde olan çocuklarda boşanma sonrasında akut depresyon, okulda başarısızlık gibi durumlar gereklidir. Anne ve babanın dikkat etmesi gereken en önemli şey çocuğun hayatındaki düzeni sağlamalarıdır. Ayrıca boşanma sonrası çocuğun sorumluluklarının farkında olarak yerine getirmeleri gereklidir.