Midenin tam arkasında, karın boşluğu dediğimiz yerde pankreas adı verilen organımız bulunur. Pankreas iç salgı üreten alveoler bez dokuya sahip bir organdır. İnsülin ve glukan maddelerini salgılayan pankreas organı, kan şekerini düzenlemekle görevlidir. Pankreasta insülinin salgısının yetersiz oranda ve ya etkisiz olarak üretilmesi kişilerde şeker hastalığı yani diyabet görülmesine neden olur.
Ömür boyu sürecek hastalıklardan biri olan şeker hastalığı, pankreas tarafından salgılanan insülinin hücrelere dağılmayıp kanda birikmeye başlaması sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Kandaki şeker miktarının yüksek olması kişi için zehirlenmekle aynı anlama gelmektedir. Diyabet kişilere kalıtsal olarak geçebildiği gibi çevresel faktörler nedeniyle de ortaya çıkabilir.
Başlangıç yaşına ve belirtilerine göre diyabet türleri 4’e ayrılmaktadır:
Pankreasta insülin üretiminin hiç olmaması ve ya az oranda olması sonucu TİP 1 diyabet görülmektedir. Bu kişiler insülin ilacı kullanmadan hayatlarını devam ettirmekte zorlanırlar. 20 yaşından küçük olan çocuklarda ve gençlerde bu tür diyabet daha yaygındır.
Vücutta biriken şeker oranının enerji olarak hücrelere geçmesi gerekirken kanda birikmesi sonucu vücut halsizleşir ve kişinin başı döner. Enerji ve kolesterol ihtiyacı için vücut yağa ihtiyaç duyar. Bu da vücuttaki yağların yakılmasından dolayı kilo kaybına neden olmaktadır.
Kanda glikoz oranının artmasından dolayı susuzluk hissi ve sık idrara çıkma görülen belirtilerdendir. Açlık hissi ve ağız kokusu en sık rastlanan belirtilerden olduğu gibi bu belirtilere sahip olan kişilerin derhal bir doktora başvurmaları gerekir.
En tehlikeli diyabet türü olan TİP 2 diyabet bir anda ortaya çıkmaz ve kan tahlillerindeki şeker miktarının yüksek seyretmesi ile saptanabilir. Bu diyabet türünde insülin hormonu etkisizdir. İdrara çıkma sayısında artış, susuzluk hissi, yemek yemeye yöneliş arttığı halde kilo kaybı, görmede bulanıklık, halsizlik, ağız içinde ve deride görülen enfeksiyonlar TİP 2 diyabet belirtileridir.
En fazla görülen diyabet türü olmasının yanında el ve ayaklardaki sinirleri tahrip etmesinden dolayı çeşitli rahatsızlıklarla kendini belli eder. Genellikle 20 yaşın üzerinde ve 40 yaşa daha yakın olan kişilerde görülmektedir.
Gebelik döneminde özellikle de gebeliğin 2. yarısında kan şekerinde yükselme görülebilir. Bu durum geçici olup doğumdan sonra normale döner. Gebe bayanların %3lük kısmında geçici olarak görülen bu diyabet türü görülmektedir.
Pre-diabet halk arasında gizli diyabet adıyla bilinmektedir. Kişilerin kanında bulunan şeker miktarını normalden yüksek olması ancak şeker hastalığı tanısı koyacak düzeye ulaşmaması durumudur.
Şeker Hastalığı Belirtileri ile Karşılaşan Bir Kişinin Zaman Geçirmeden Hekime Gözükmesinde Fayda Vardır!
– Aşırı susama
– Açlık hissi
– Sık idrara çıkma
– Kilo kaybı
– Yorgunluk ve halsizlik
– Ağız kokusu
– Mide bulantısı
– Görmede bulanıklık
Günümüzde genç yaşlı pek çok kişide görülen şeker hastalığı şu kişiler için risk oluşturmaktadır:
– Ailesinde şeker hastalığı olanlar,
– Vücut kitle endeksine göre fazla kilolu olanlar,
– Yemeği hızlı tüketenler,
– Sürekli açlık hissi duyanlar,
– Hareketsiz bir yaşam tarzı olanlar,
– Yüksek tansiyon hastalığı olanlar,
– Kandaki yağ oranı yüksek olan kişiler.
Yaygınlaşan diyabet hastalığından korunmak için günlük yaşantımızdaki bazı alışkanlıklarımızı düzenlememiz gerekiyor. Şeker hastalığından korunmanın en basit yolu beslenme ve egzersiz alışkanlıklarından geçiyor. Diyabet hastalarının günlük yürüyüş yapmaları ve doktorları ile birlikte oluşturacakları beslenme programına uymaları diyabet hastalığının etkilerini en aza indiriyor. Peki, egzersiz ve beslenme programını sadece diyabet hastaları mı uygulamalı? Tabi ki hayır. Bu hastalığa yakalanma sebeplerinin başında hareketsizlik ve düzensiz beslenme gibi hatalar geliyor. Beslenme ve egzersiz programı diyabetten korunmak isteyen sağlıklı kişiler için de geçerli uygulamalardan oluyor.
Amerika’da 21.000 kişi üzerinde yapılan araştırmalar sonucu sigara kullanımının diyabete yakalanma riskini artırdığı ve diyabet hastalarının da yaşam şartlarını zorlaştırdığı ortaya çıkmıştır. Bu nedenle şeker hastaları sigaradan uzak durdukları ölçüde diyabet belirtilerini azaltabiliyorlar.
Ömür boyu sürecek rahatsızlıklardan biri olan diyabet hastalığı için alanında uzman olan bir doktora başvurmak gerekiyor. Kişinin yaşına, beslenme alışkanlıklarına, diyabet tipine ve daha pek çok duruma göre kişisel diyabet programları hazırlanıp tedaviye başlanabiliyor.
Şeker hastalığı tespiti koyulan kişilerde kan şekeri takibinin sağlam bir şekilde yapılması gerekiyor. Genellikle parmaktan kan alındıktan sonra kan şekeri ölçümü yapan cihazlar pek çok şeker hastasının imdadına koşuyor. Gün içinde 1 kere kan ölçümü yaparak haftalık sonuçları not etmek ve daha sonrasında sonuçları doktorunuz ile paylaşmak tedavi sürecinde size yardımcı olacaktır.
İnsülin ilacı ve insülin iğnesini de doktorun tavsiyeleri doğrultusunda kullanmak, düzenli spor yapmak ve dengeli beslenmek diyabet hastalığı tedavisi için temel unsurlarını oluşturuyor.